Adil bir oyun mümkün mü?

Vedat LEVENT Köşe Yazısı
23 Nisan 2025 Çarşamba

Futbol, bir milletin aynasıdır. O aynayı adaletsizlikle kirletirsek, sadece oyunu değil, toplumu da kaybederiz.

Futbol büyülü bir spordur…

Bazen bir penaltının kaçmasıyla, bazen de son dakikada gelen bir golle insanı uçurumdan alıp zirveye çıkarır.

Yine aynı şekilde çeşitli ve farklı güç odaklarının ilgisini çeken bir spordur. 

“Futbol özgür müdür?”

Futbol çok uzun zamandır sadece futbol değil.

Tribünlerin sesi sokaklara, sokakların sesi meclislere ulaşabiliyor. Hal böyle olunca futbol sahası sadece 105x68 metrelik bir yeşil zemin değil; aynı zamanda bir güç gösterisi, bir temsil savaşı ve çoğu zaman da politik bir alan hâline geliyor.

Günümüzde istisnasız dünyanın her yerinde bu ilişkiyi belirgin olarak görebiliyoruz.

Futbol kulüplerinin yönetimlerinden, federasyon kararlarına, hakemlerin üzerindeki baskılardan; kulüplerin borçlarının kamu bankalarıyla yapılandırılmasına kadar, statları devlet eliyle inşa eden, yönetim kurullarına oturan güç sahibi figürler, futbolun özerkliğini ciddi şekilde gölgeliyor.

Bu durumlar, bir tür kısa vadeli refah illüzyonu yaratıyor; ama uzun vadede futbolun ruhunu kemiren, adaleti aşındıran bir etkiye dönüşüyor.

İronik olan şu: Futbolun farklı odakların etkisi altında olması, başlangıçta büyük alkış alabilir. Nakit girişi, iyi transferler, güç dengelerinin değişmesi taraftarı memnun eder. Skorlar güzeldir.

Fakat zamanla adalete duyulan inanç kaybolur. Kimin gerçekten kazandığı, kimin neye göre ceza aldığı, kimin neye göre ödüllendirildiği sorgulanır hale gelir.

İşte o an geldiğinde, politik kazanç bir anda silinir. Sırasıyla şüphe, güvensizlik, umutsuzluk ve nihayet öfke her alana suda dağılan kan gibi çok hızlı şekilde nüfuz eder. Bu kanı durdurmak gerekir.

Futbol sahası, günü kurtaran hamlelere değil; uzun vadeli istikrara, güvene ve adil rekabete ihtiyaç duyar.

Peki ne yapılmalı?

Bağımsız bir futbol yönetimi için futbolu yöneten kurumlar apolitik yapılar haline gelmeli.

Hakem kararları şeffaflıkla açıklanmalı.

Kulüplerin ekonomik yapısı devlet desteğiyle değil, kendi ayakları üzerinde durmaları sağlanarak güçlendirilmeli.

Taraftarın sesi sadece tezahüratta değil, yönetimde de duyulmalı.

Futbol, toplumların aynasıdır. Futbolun doğası özgürlüktür.

Yeşil sahada herkes eşittir. Belki de insanların dünya üzerinde eşit olduğu sayılı birkaç yerden birisidir o yeşil saha...

Yeşil sahalarda eşitliğin korunabilmesi dileğiyle.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün