Trump'ın gambiti

Riva DUVENYAZ Köşe Yazısı
23 Nisan 2025 Çarşamba

ABD hükümeti, Harvard Üniversitesi'nden yabancı öğrencilerin ‘yasadışı ve şiddet içeren’ faaliyetlerine ilişkin kayıtlar istedi. Ve ayrıca Harvard'dan kampüsteki antisemitizmle mücadeleye yardımcı olmak için akademisyen profilinde ve öğretim uygulamalarında değişiklik yapmasını talep etti.

Üniversitenin Trump’ın taleplerine boyun eğmeyeceğini söylemesi üzerine Ulusal Güvenlik Departmanı üniversiteyi yabancı öğrenci kabulünü yasaklamakla tehdit etti. Trump ayrıca Harvard'ı milyonlarca dolar değerindeki vergi muafiyetini de kaldırmakla tehdit etti.

Aynı şekilde Columbia Üniversitesi ilk itirazları yapınca 600 milyonluk destek paketini Beyaz Saray geri çekmişti. Bunun ertesinde Columbia bir bildiri yayınlayarak çeşitliliği ve adaleti sağlamak adına kadroda Yahudi Çalışmaları uzmanları bulundurma planını açıkladı. Ayrıca kampüste yüz maskelerini yasakladı. Ve kesinti kaldırıldı.

Konuyu sadece üniversitelerde oluşan baskı seviyesinde incelemek bu aşamada benim açımdan olumlu gibi görünüyor. Yahudi karşıtlığına karşı eğitimsel bir derinlik kazandırılması münazara ortamlarında beni rahatlatır. En azından bilgiye sahip kişiler fikir alışverişi yapıyor diye sevinirim.

Ancak gözümüzün önünde olan bambaşka bir şey. Amerika’nın bugüne kadar oturttuğu bütün düzenler sınavdan geçiyor. Örneğin Trump, bağımsız merkez bankası Fed’in Başkanı Powell’i isterse kovabileceğini iddia ediyor. Bu iddialar ABD para birimini zayıflatma amaçlı bilinçli bir adım olsa da merkez bankasının siyasi bağımsızlığını zedeleyen büyük bir hamle. ABD tarihinde hiçbir merkez bankası başkanı görevden alınmadı.

Başka bir örnek de gümrük vergilerini arttırma uygulaması ile bütün ticaret yapılan ülkelerle tehditkâr bir pazarlığa oturması. Bunun arkasında da muhtemelen Çin ile iş birliği yapılmasını önlemek gibi daha ulvi(!) bir strateji var.

Başka bir cephede de Trump yönetimi, Venezuelalı göçmenlerin sınır dışı edilmesini geçici olarak durduran Yüksek Mahkeme’ye itiraz ediyor. Buna gerekçe olarak da sadece savaş dönemlerinde kullanılan Yabancı Düşmanlar Yasası yetkisini devreye sokuyor. Göçmenlerin yabancı terör örgütü ile bağlantılı olduğunu iddia ediyor.

Trump’ın Ukrayna Savaşı’na ilgisini yitirmeye başlaması da savaşları sadece ‘dünya lideri ABD’ bitirir inancını sarsacak nitelikte. Seçim vaatlerinden biri 24 saatte Rusya-Ukrayna Savaşı’nı bitirmek iken, şimdi barış konuşmalarından geri çekilmeyi, Ukrayna’nın düşmesine yol açacağını bile bile Kırım’ı Rusya’ya teslim etmeyi düşünebiliyor.

E o zaman ne oluyor sizce? Geçici olarak da olsa uluslararası öğrenciler ABD’ye okumaya gelmek konusunda ilgilerini yitiriyor. Okuma ve çalışma vizelerinin ‘kurunun yanında yaş da yanar’ misali bir çırpıda ellerinden alınabileceği bir ülkeye senesi 100 bin doları bulan bir eğitime gitmek artık cazip değil. Hayat planlarını yaparken kendi ülkelerini geride bırakıp sistemin içinde kalmak varken şimdi vizyonlar bile tehlikeye girdi. Vize konusu bir zorbalık aracına dönüştü.

Aslında bugünkü ABD’ye bakınca her şey bir zorbalık kozuna dönüştü. Amacı bu zorba tavrı ile küresel mevcut güveni sarsmak, ABD dolarını rezerv para olmaktan uzaklaştırmak ve kendi çıkarlarını gözetmek olabilir. Bunu yaparken öne Trump gibi bir oyuncuyu sürüyor olabilir. Herkesin gözleri önünde bir şov sergilenirken ABD kendi hamlelerini örüyor. Ancak sergilediği tavır siyasi sertleşmeyi bir örnek olarak dünya siyasetine sunuyor. Truman Doktrini yerini Trumpçılık’a bırakıyor. Yani bir başkanlık süresinden daha uzun bir dönem başladı. Eski dünya düzeni sona eriyor.  Ancak yeni dünya düzeni de henüz şekillenmiş değil…

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün